rest 1
i. 1. dinlenme. 2. rahat, huzur, sükûn. 3. dinginlik, hareketsizlik. 4. uyku. 5. müz. es. 6. dayanak. f. 1. dinlenmek, nefes almak; dinlendirmek: We have been working for ten hours without resting at all. On saattir hiç dinlenmeden çalışıyoruz. 2. rahat etmek. 3. on/against -e dayanmak, -e dayalı olmak; -e dayamak, -e yaslamak: The ladder was resting against that wall. Merdiven o duvara dayalıydı. 4. with -e kalmak, -in elinde olmak: The final decision rests with you. Son karar size kaldı. 5. on -e koymak, -e dayamak: Don´t rest your elbows on the table. Dirseklerinizi masaya koymayın.